BURSA (İGFA) – Sağlıklı bir ömür sürebilmek için gerekli olan besin öğelerini ülkü istikrarda ve oranlarda doğal olarak içeren süt ve süt eserleri, dünya genelinde yaklaşık 6 milyar insan tarafından sistemli olarak tüketiliyor. Dünya Süt Günü, sütün insan sıhhati için değerinin yanı sıra iktisada ve toplumsal yaşama katkıları hakkında farkındalık yaratma gayesiyle Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Örgütü (FAO) öncülüğünde 2001 yılından bu yana her yıl 1 Haziran’da kutlanıyor.
Uluslararası Sütçülük Federasyonu (IDF); süt ve süt eserlerinin beslenmedeki rolüne şöyle dikkat çekiyor; “Süt, dünyanın her yerinde, toplumların geleneklerine derinden nüfuz etmiş temel bir besin. Süt ve süt eserlerinin erişilebilirliği ve çok istikametli kullanımı, farklı kültürlerde, farklı beslenme alışkanlıklarında yer almasına imkan sağlıyor. Dünya nüfusunun kâfi ve istikrarlı beslenmesi lakin erişilebilir, uygun fiyatlı ve besleyici besinler ile mümkün. Bu mevzuda süt ve süt eserlerinin hayati rolü olduğu çok açık.”
IDF’nin kamuoyu ile paylaştığı son araştırma raporlarına nazaran süt ve süt eserleri, içerdiği kalsiyum, B2 ve B12 vitaminleri, proteinler ve magnezyum, potasyum, iyot ile kemik sıhhatine katkıda bulunuyor, kalp ve damar sıhhatine uygun geliyor; günlük öğün alışkanlıklarının bir kesimi olması, genel beslenme kalitesini düzgünleştiriyor.
“EN TEMEL, EN YARARLI, EN KOLAY ERİŞİLEBİLİR GIDAMIZ”
Dünya Süt Günü nedeni ile bir açıklama yapan Sütaş Yönetim Kurulu Lideri Muharrem Yılmaz, “Artan sağlıklı ve istikrarlı beslenme gereksiniminin karşılanmasında, süt ve süt eserlerinin rolü her geçen gün kıymet kazanıyor” dedi.
Yılmaz, “Temel besinimiz süt, yararlı olduğu kadar, toplumunun tüm kesitleri tarafından da kolay kolay erişilebilir bir besin. Üretim teknolojilerinde, lojistikte ve perakendecilikte sağlanan gelişmelerle verimlilikte de kıymetli evreler kaydedildi. Öbür yandan süt eserlerinde Arge ve inovasyon çalışmaları, kalite ve eser çeşitliliğini olumlu istikamette etkiliyor, pazar büyüyor. Bu pahalı besinin üretilmesi de çok çeşitli bölümler üzerinde ekonomik tesirleri olan, tıpkı vakitte kapsayıcı istikameti güçlü bir ekonomik faaliyet. Süt, çiftlikten sofralara ulaşırken tarım, sanayi ve hizmet kesimleri başta olmak üzere birçok dalı harekete geçiriyor, yüksek katma bedel yaratıyor, milyonlarca beşere istihdam ve tertipli gelir sağlıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“ÇİFTLİKTEN SOFRALARA İŞ MODELİMİZ TÜKETİCİLERİMİZİN BESİN GÜVENİLİRLİĞİ BEKLENTİLERİNİ KARŞILIYOR”
“Biz sütün tabiatındaki kıymetleri en uygun halde koruyarak insanlara ulaştırabilmek için Çiftlikten Sofralara iş modelimiz ile ineklerimizin beslendiği yemlerden tüketicilerimizin sofralarına kadar uzanan tüm süreci entegre ediyoruz” diyen Yılmaz kelamlarına şöyle devam etti: “Bu entegre model, hem tedarik garantisi sağlıyor hem de tüketicilerimizin sağlam besin beklentilerini karşılıyor. Yem bitkileri üretiminden başlayarak sofralarımıza gelen eserlere kadar uzanan, gübre ve güç faaliyetlerini içine alan döngüsel iş modelimiz; çevresel, toplumsal ve ekonomik boyutlarıyla da özgün bir sürdürülebilirlik örneği oluşturuyor.”
Muharrem Yılmaz, “Tüketicilerimizin sıhhatlerine, ömür kalitelerine ve mutluluklarına katkıda bulunmak bizim en büyük heyecanımız. Türkiye’nin dört bir yanında 7.500 kişilik bir grup, 20 bin üretici aile ve çiftlikten sofralara kadar binlerce paydaşımız ile birlikte sütün güzelliği ve rahmetini yaymaya çalışıyoruz. Sütçülüğe olan tutkumuz ve adanmışlığımızla çalışmalarımızı sürdürürken Dünya Süt Günü, sütü hatırlatmak için bizlere hoş bir fırsat sunuyor. Bugün dünya için süt günü, biz Sütaşlılar için de Dünya Sütaşkı Günü” sözünü kullandı.